Komşularımızı okuyor muyuz?
- DR.NURGÜL ALTUNTAŞ

- 31 Ara 2024
- 2 dakikada okunur
Gürcü edebiyatı

Hemen yanıbaşımızda kadim komşumuz Gürcistan…Tarih boyunca Karadeniz coğrafyasında iç içe olmuş halklar; savaşlar, göçler, kayıplar, birlikte yaşanmış acılar. Büyük büyük adamların çıkar çatışmalarının belirlediği sınırlar ile birbirinden koparılan kültürler. Birbirine benzer iki köy arasından geçen dikenli teller, yasaklar, sınırlardaki korku kuleleri yaşamlar arasına derin sınırlar çizdi maalesef. Farklılıkların tehlike doğuracağı inanışı giderek yaygınlaştı.
Bilgi dünyasının iplerini elinde tutanlar neyi göstermişse bize o kadarını bildik, kimi tanımamızı istemişse onu tanıdık, az bilmemizi istediği şeyleri az bildik, fazla ilgi duymamızı istedikleri şeylere çok ilgi duyduk. Özellikle iki kutuplu dünya düzeninde batı bloğunda yer alan ülkemizde doğal olarak Batı edebiyatı ve sanatı daha çok tanındı. O yüzden Türkiye’de ortalama bir okur Batı edebiyatının klasik kitaplarına duyduğu ilgiyi yanıbaşındaki Gürcü edebiyatına duyamaz.
Elbetteki ben de Batı edebiyatının pek çok klasik ya da çağdaş kitabını okudum ama edebiyatın bundan ibaret olmadığını düşünüyorum. Komşularımızdan başlamak üzere kitaplarla gezdiğim coğrafyalarda harika yazarlar tanıdım. Dünyadaki siyasi iklim ülkeleri farklı kutuplara sürüklese de kültürel olarak yakınlıklarımızı keşfettim, benzer olaylara verilen benzer tepkilerin toplumlarda yüzyılların getirdiği ortak bir bilinçaltı ile oluşabileceğini ve coğrafi sınırların bu ortak bilinç altını yoketmesinin yüzyıllar alabileceğini farkettim.
Uzun yıllar S.S.C.B. içinde yer alan Gürcistan ile bağımsızlığını kazanıp sınır geçişleri açıldıktan sonra iletişim kurmaya başladık. Bilgiye ulaşımın kolaylaşması, teknolojik gelişmeler merak duyanlar için komşumuzu tanımamızı kolaylaştırdı. Maalesef inanç farklılıkları tam bir kaynaşmayı güçleştiriyor ama artık birbirimize daha yakınız..
Gürcistan ile ilgili ilk okuduğum kitap Doç.Dr.İlyas Üstünyer’in Kaf dağı’ nın Güney Yüzü, GÜRCİSTAN, Kültür, Gelenek, Mekan, Kimlik kitabıydı.

Adından da anlaşılacağı üzere Gürcistan’ı ve Gürcü kültürünü etraflıca anlatan bir kitap. Kısa makaleler şeklinde düzenlenmiş kitapta çok yönlü bir anlatım mevcut. Gürcü yazarları okumadan önce kültürel özellikleri tanımak açısından oldukça faydalı bir eser. Örneğin Gürcülerin en önemli eserlerinden biri olan Şota Rustaveli’nin Kaplan Postu Şövalye eserine çoğu yazar atıfta bulunur kitaplarında. Tarihi olaylara veya şahsiyetlere yapılan vurguları farkedebilmek için de ülkenin geçtiği aşamaları ve kültürel detayları bilmek daha zevkli bir okuma sağlar.
Severek okuduğum ilk Gürcü yazar Nodar Dumbadze oldu. Güneşli Gece ve biyografik öğeler içeren kitabı Ben,Ninem,İliko ve İlarion …
Miheil Cavahişvili ‘nin Beyaz Yaka ve Cemal Karçhadze’nin Antonio ve Davit kitapları ile devam etttim. Otar Çiladze, David Kldiaşvili, Naira Gelaşvili,Erlom Ahvleadini okuma listeme eklediğim yazarlar.
Gürcü edebiyatının Türkçe’ye çevrilmesinde kuşkusuz en önemli emek çevirmenlerin. Gürcü yazarların kitaplarında çevirmen olarak en çok Parna- Beka Çiladze’yi görüyoruz. Pek çok yazarı dilimize kazandırdığı için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.












Yorumlar