Armut Bahçesi – Nana Ekvtimishvili
- DR.NURGÜL ALTUNTAŞ

- 2 Oca
- 2 dakikada okunur
Kerch caddesine gidiyoruz, Tiflis’teyiz. 90’lı yıllar Gürcistan Sovyetlerden ayrılalı çok olmamış. Bahçesinde armut ağaçları bulunan bakımsız bir binanın önündeyiz. Burası zihinsel engelliler için bir okul ama aileleri tarafından terkedilmiş veya yetim kalmış çocuklar da burada barınıyor…
Başarılı bir yönetmen ve senarist olan Nana Ekvtimishvili’nin Armut Bahçesi adlı kitabı 2015’te yayınlanmış, Serkan Göktaş tarafından 2018’de dilimize kazandırıldı. Gürcistan’da pek çok ödül alan kitap 2021 İnternational Booker Ödülü uzun listede yer aldı. 10’dan fazla dile çevrilen kitap büyük övgü topladı.
Armut Bahçesi Konusu
Öykü çocukluğu Zihinsel engelliler okulu ya da halkın deyimiyle Gerzekler okulunda geçen Lela’nın etrafında şekilleniyor. Lela on sekizini doldurduğunda okuldan ayrılmak zorunda kalır ama gidecek bir yeri yoktur. Okulda kalmaya ve çalışmaya devam eder. Aklında mutlaka yapması gereken bir iş vardır. Vano’yu öldürmek…
Yolsuzluk yapan yöneticiler, ihmale bağlı ölümler, süregelen tacizler, şakacı isyankarlık anları, normalleşen şiddet bu çocukların acımasız koşullarda doğal olmayan bir şekilde olgunlaşmasına neden oluyor. Çocuklar kendi yaratıcılıkları ve dayanıklılıkları sayesinde hayatta kalıyor. Derin sefaletin yanında çocukların güçlü dostluğu, renkli yerel karakterler, ilginç personeller ve bazen yardımsever bazen duyarsız olan komşular hikayeyi renklendiriyor.
Armut Bahçesi Değerlendirme
Nana Ekvtimisvili Sovyet sonrası Gürcistan’ının erken döneminin kısa bir sosyolojik kesitini sunuyor bize. Okulun yozlazmış durumu ile toplumsal değişimi bağdaştırıyor. Lela’nın duygusallıktan uzak gözlemleri bir çocuğun zor şartlarda olgunlaştığının işaretlerini veriyor. Okulun bahçesindeki armutlar bataklığın içinde büyümüş, davetkar görünseler de meyveleri sert ve bozulmuş, bataklığın tadını almışlar adeta. Armut bahçesine doğru gitmek isteyenleri bataklık içine çeker; burası tüm yanlışların tüm kötü şeylerin sembolüdür adeta. Çocuk terketme, çocuk istismarı,akran istismarı, şiddet, uluslararası evlat edinme konuları sıkça işleniyor. Bazı bölümleri okuru duygusal olarak zorlayabilir.
Lela’nın yaşam merdiveninde tırmanışına eşlik ederken kenarda kalmış, sahipsiz çocuklarla empati kurmak ve kurtuluş ümitlerine tanık olmak etkileyici gerçekten. Sayfalar geçtikçe aklınızdan çıkmayan bir soru var, Lela en çok istediği şeyi gerçekleştirecek mi: Vano’yu öldürecek mi?
Pek çok açıdan sarsıcı bir metin ama kesinlikle okumaya değer!
Yazar
Nana Ekvtimisvili 1978’de Gürcistan’da doğmuş yazar ve yönetmendir. Tiflis’te Felsefe eğitimi aldı. Almanya’da senaryo yazarlığı ve drama okudu. 2013 yılında Simon Groß ile yönettikleri ilk uzun metraj filmi “In Bloom” ( Tomurcuk) pek çok ödül aldı. Yazarın son filmi “My Happy Family” Sofya Uluslararası Film festivalinde en iyi yönetmen ödülünü aldı. Filmlerinde sıklıkla kadının toplumdaki yerine vurgu yaptığı görülür.














Yorumlar