Sıkı kontrol edilen trenler
- DR.NURGÜL ALTUNTAŞ

- 7 Oca
- 3 dakikada okunur
Sıkı kontrol edilen trenler - Bohumil Hrabal
Çek edebiyatı usta ismi Bohumil Hrabal'in bir solukta okunabilecek sıcacık kitabı. Zeyyat Selimoğlu'nun Everest yayınları tarafından 2024 yılında yapılan baskısını okudum.
"Sıkı kontrol edilen trenler"in konusu
İkinci dünya savaşının bitmek üzere olduğu yıllar, küçük bir Çek kasabasına gidiyoruz. Almanlar savaşı kaybetmek üzere ancak Çekya hala işgal altında. Ailesi renkli bir geçmişe sahip olan Miloş kasabanın tren istasyonunda çırak olarak işe başlar. Birlikte çalıştığı amiri Hubiçka ve istasyon şefi ilginç karakterlerdir ve kadınlarla ilişkileri çetrefillidir. Biraz saf ve sakar biri olarak karşımıza çıkan Miloş'un aşık olur, ergenlik bunalımları nedeniyle intihar eder ve üç aylık bir dinlenmenin ardından istasyondaki sinyal kontrol etme işine geri döner, ruhu biraz incinmişti ama gelip geçen trenlerin ve çevresindeki insanların çarpıcı öyküleri mizahi bir dille anlatmaya devam eder bize. Kitabın sonlarına doğru hikaye yön değiştirir. Miloş ve Hubiçka beklenmeyen bir görevin içinde bulurlar kendilerini.
"Sıkı kontrol edilen trenler"in değerlendirme
Sıkı kontrol edilen trenler savaş yıllarını anlatan basit bir kitap gibi görülebilir. ancak yazarın dünyasını keşfettikçe anlatı zihninizde yeni yollar açar. Savaşın sıradan insanların dünyasındaki yıkıcı etkisini düşünmeye başlarken bulursunuz kendinizi. Miloş'un
ergenlikle ilgili kişisel mücadelelerinin, ülkenin ulusal iktidarsızlık ve hayal kırıklıkları ile bağdaştırıldığını düşünmeye başlarsınız.
Savaşın gidişatı Miloş'un gelip giden trenlerle ilgili gözlemler üzerinden anlatılır. Sakar ve saf olarak karşımıza çıkarılan Miloş ve çevresindekiler kasaba insanlarının sıradanlığını vurgular, onlar kahraman değildiler ama yeri geldiğinde kahraman olmaktan çekinmezler.
Konu savaşın yıkıcılığı olsa da kitap boyunca gizli bir neşe okuyucuya eşlik eder. Hrabal'ın mizahi ve çok yönlü anlatımı kitabın sonuna doğru yön değiştirir ve beklenmedik şekilde son bulur. Miloş'un Alman askerle karşı karşıya geldiği korkunç tabloda "Kimbilir,birer sivil olarak herhangi bir yerde karşılaşmış olsak, belki de birbirimizden hoşlanır ve arkadaşlık ederdik" diye düşünmesi savaşlardaki insanlık dramını yüzümüze vurur.
Yazar - Bohumil Hrabal
1914 o dönemki Avusturya- Macaristan imparatorluğunun Zidenice banliyösünde bekar bir annenin oğlu olarak doğmuştur. Aile kızlarının biyolojik babası ile evliliğine karşı çıkmıştır. Bu sırada 1.Dünya savaşı başlamış ve baba askere gönderilmiştir. Annesi Marie Božena Kiliánová bira fabrikasında işe girmiş ve burada tanıştığı František Hrabal ile evlenmiştir. Bohumil Hrabal daha sonraki yıllarda biyolojik babası ile görüşmeyi kabul etmediğini ve František Hrabal'i babası olarak kabul ettiğini beyan etmiştir.
Eğitimine Hukuk fakültesinde devam etmek istemiş ama ikinci dünya savaşı nedeniyle üniversiteler kapatılmıştır. Hrabal hayatı boyunca farklı sektörlerde, çok çeşitli işlerde çalışmıştır.Demiryolu işçisi ve sevk görevlisi olarak çalıştığı Kostomlaty istasyonu ( Sıkı kontrol edilen trenlerdeki gözlemleri buradaki deneyiminden ilham alır), sigorta acentesi, çelik fabrikası, geri dönüşüm fabrikası bunlardan bazılarıdır. Bir dönem seyyar satıcılık yapmış, bir dönem de tiyatroda sahne düzenleyicisi olarak çalışmıştır.
50 li yıllardan itibaren yazdıkları Çekoslovakya'da ses getirmeye başlamıştır. Varşova Paktı'nın Çekoslovakya yönetimini ele almasından sonra kitapları yasaklanmıştır. Çalkantılı bir edebiyat yaşamı olmuştur. Kendinden sonraki Çek yazarları büyük oranda etkilemiştir. Yazdıklarının yanısıra hikaye anlatıcılığı ile de ünlüydü.
Prag'da uzun süreye yaşadığı yerde adına bir duvar yapılmış ve çok sevdiği kedileri ile bir arada resmedilmiştir.
Hrabal Hrabal, Prag'daki Bulovka Hastanesi'nin beşinci katındaki bir pencereden düşerek Şubat 1997'de öldü. Tedavi gördüğü Ortopedi bölümünün penceresinden güvercileri beslerken düştüğü iddia edilse de arkadaşları bunu yalanladı. Eserlerinde intiharı çok ça işleyen yazarın ölüm gününün sabahında hastanenin yanındaki bir mezarlığa gömülen ölü bir şair ve ressam olan Karel Hlaváček'ten rüyasında aldığı bir "davetiyeden" bahsettiği söylendi.
Gürültülü Yalnızlık, Yetişkinler ve İleri Düzeyde Öğrenciler İçin Dans Dersleri dilimize çevrilmiş diğer kitaplarıdır.
Sıkı kontrol edilen trenler 1966 yılında Jiří Menzel tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır. Filme karakterler derinlenmesine yansıtılamasa da dönemin şartlarını anlatması açısından başarılı bir yapımdır. Yönetmen finali kitaptan biraz farklı şekilde yapmayı tercih etmiştir.













link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link link