Ben,Ninem,İliko ve İlarion - Nodar Dumbadze
- DR.NURGÜL ALTUNTAŞ

- 31 Ara 2024
- 2 dakikada okunur
Küçük bir Gürcü köyü, annesiz kalan bir çocuk, ninesi ve en yakın dostları arasında geçen sıcacık bir hikaye…
1960’da kaleme alınmış. Elimizdeki baskı Parna Beka Çilaşvili tarafından çevrilmiş Dedalus kitaptan çıkmış, 2019 ‘da yayınlanmıştır.
Olga Nine, komşuları İliko ve İlarion, ve yetim kalan Zuriko savaş yıllarında, yoksulluk ve kıtlığa rağmen mizah anlayışlarını kaybetmeden birbirine tutunarak sarılırlar yaşama. Gençlerin çoğu savaşa gitmiştir geride yaşlılar, çocuklar ve savaşamayacak olanlar kalmıştır. Zuriko’nun ninesi Olga’nın komşuları ve yakın dost olan İliko ve İlarion aynı zamanda türlü pratik fikirlerle birbirlerine trajikomik şakalar yaparlar. Zuriko bu ortamda büyür, aşık olur, Tiflis’e öğrenim görmeye gider ve sonra köyüne döner.
Otobiyografik öğeler de içeren öykü hem kırsal Gürcü yaşamından hem Tiflis’ten kesitler sunar bize, gündelik yaşamın eğlenceli aktarımının arka planında savaşın olumsuz koşulları, yoksulluğun yarattığı çaresizlik, kent yaşamındaki karışıklılar belirir karşımızda. Herşeye rağmen sarsılmayan dostluklar, yitirilmeyen umutlar ve karakterler arasında saf bir sevgi…
Nodar Dumbadze hikayenin geçtiği yıllardaki koşullara, kurumlara, yetki sahiplerine muzipçe göndermeler yaparken sık sık gülümsememizi sağlıyor. Karakterler Karadeniz’in Türkiye tarafındaki köylerinde doğup büyümüş insanlar için çok tanıdık, komşularımızdan biri sanki ve gülmece örnekleri de bildik; kendi geçmişimizden çıkıp gelmiş gibi…Kitabın son bölümünde inekleri “Pakize’nin başından geçen trajikomik hikaye örneğin ne kadar da bize yakın. Karadeniz’de beslediği ineklerine insan isimleri koyan ve inekleri ile böyle trajikomik olaylar yaşayan kaç yüz insan vardır kimbilir:)
Altı çizili cümleler,
“Okulda nasıl biri miydim? Okulda benim davranışlarım hakkında belge niteliğinde ‘öğretmenler toplantısı tutacağı’ mevcuttu. Bu tutanak, yeteneksiz bir ressamın sergisinde masanın üzerine konulan,gelen geçenden birşeyler yazması için ricada bulunulan bir deftere beziyordu.”
“Dürüstçe kazanılmış ekmekten daha lezzetli birşey yok.”
“Her köylü çocuğun yırtık pantolonundan ve çorabından dışarı fırlamış parmağından utandığı gibi utanıyordum. Utandığım için de kendime kızıyordum.”
Nodar Dumbadze
1928’de Tiflis’te doğdu, 1937 yılında kendisi henüz ilkokul öğrencisiyken babası tutuklanıp kurşuna dizildi, annesi ise sürgüne gönderildi. 1950 yılında Tiflis Devlet Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. İlk şiirleri ve mizah öyküleri aynı yıl Gürcü basınında yer aldı. 1967’den 1972’ye kadar Niangi hiciv dergisinin editörlüğünü yaptı. 1972’de Gürcü Yazarlar Birliği sekreteri ve Sovyet Yazarlar Birliği Başkanlığı üyesi oldu.1975’te Shota Rustaveli Devlet Ödülü ve 1980’de Lenin Ödülü’ne layık görüldü.Tiflis’te öldü ve 1982’de başkentin çocukları için kurduğu Mziuri Parkı’nda şehre gömüldü. Eylül 2009’da cesedi Mtatsminda Pantheon’daki Mamadaviti tapınağına taşındı. Öyküleri sadelikle yazılmış, mizah ile melankoli, lirizm ve iyimserlik bir aradadır. Güneşi Görüyorum, Güneşli Gece, Korkma Anne, Beyaz Bayraklar, Sonsuzluk Yasası diğer kitaplarıdır. Öykülerinin çoğu tiyatro ya da filme uyarlanmıştır.
Ben, Ninem, İliko ve İliaron da 1962’de Tengiz Abuladze yönetmenliğinde film yapılmıştır.














Yorumlar